Ankara (/ˈaŋkaɾa/) Türkiye'nin başkenti ve Ankara ilinin merkezidir. Coğrafi olarak Türkiye'ye yakın konumda olup İç Anadolu Bölgesi'nde yer almaktadır.

Ankara'nın adı nereden geliyor eski adı nedir? Ankara'da Hafta Sonu Ücretsiz Gezilecek Yerler Neresi?

Ankara'nın 13 Ekim 1923'te başkent ilan edilmesinden sonra şehir hızla gelişerek Türkiye'nin ikinci ve en hızlı şehri oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında il topraklarının varlığını sürdürmek için ekonomik tarım ve hayvancılığa dayalı olarak tarımdan yararlanılmıştır. Ekonomik faaliyet büyük ölçüde ticaret ve sanayiye dayanmaktadır. Tarım ve hayvancılığın önemi giderek azalıyor. Ankara ve çevresine yapılan gerek kamu gerekse özel sektör yatırımları büyük bir nüfusun diğer illerden göçünü teşvik etmiştir. Cumhuriyetin şartlarından dolayı çürüme, ülke yaşamının iki katı hızlanıyor. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü hizmet sektörü olarak tanımlanabilecek kamu hizmeti, ulaştırma, iletişim ve ticaret gibi işlerde, dörtte biri sanayide, %2'si ise tarımda çalışmaktadır. Sanayi özellikle tekstil, gıda ve inşaat sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Günümüzde yatırımların çoğu savunma, metal ve motor sektörlerine yapılıyor. Türkiye'nin en fazla üniversiteye sahip ili olan Ankara'da üniversite mezunu olanların oranı, takip ettiği ülkenin iki katıdır. Bu eğitimli nüfus, teknolojik yatırımların yoğun olduğu bir iş gücü yaratmaktadır. Türkiye'nin diğer illerine Ankara'dan karayolu, demiryolu ve havayolu ile ulaşmak mümkündür.

Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Devri'ne kadar uzanan Ankara, tarih öncesinden itibaren çürüyen pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve son olarak Türkiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında tutmuştur. Tektosagyalıların ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara şehri ve Friglerin başkenti Gordion il sınırları içerisinde yer almaktadır. Yıldırım Bayezid'in Timur'a yenildiği Ankara Savaşı Çubuk'ta, Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olan Sakarya Savaşı ise Polatlı'da yapıldı.

Ankara karasal iklime sahiptir. İl içi il topraklarının büyük bir kısmı tarlalarla kaplı yaylalardan oluşmaktadır. İlin çeşitli yerlerinde bulunan doğal güzelliklerin korunması, dinlenmesi ve eğlence amaçlı olarak sunulmaktadır. İlin adını taşıyan tavşan, keçi, at ve kedinin dünya çapında tanındığı ülkede armut, çiğdemler, Ankara tavası gibi yöresel yemekler, Kızılcahamam ve Beypazarı maden suları da bulunuyor.

Ankara'nın Adı Nereden Geliyor?

Frig dilinde ve Yunanca'da Ἄγκυρα (telaffuz: Ankura) gemi çapası anlamına gelir. Bazı efsanelere göre Ankara, Frigya Kralı Midas'ın gemi çapasını bulduğu yerdir. M.Ö. 333 yılında Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Ankura'da gerçekleştiği kayıtlara geçmektedir. Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen ve 2. yüzyıla tarihlenen bazı sikkeler mücevher boyutundadır.

Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından Ἄγκυρα olarak bilinen kentin adı, Batı kaynaklarına Latin harfleriyle Ankyra ve Ankyra olarak geçmiştir. Türklerin Anadolu'ya gelişinden sonra şehrin adı Ankara, Engürü ve Engüriye olarak değişmiştir. Batı dillerine de Angora diye çevrilmiştir. Ankara (انقره) ismi 16. yüzyıldan kalma çeşitli resmi Osmanlı belgelerinde geçmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da resmi olarak yabancı Türk şehirleri için Türkçe reklam talebinde bulundu. Bu mektuplar daha sonra Ankara posta idaresine hitaben Ankara'ya teslim edildi. Böylece Ankara adı evrenselleşti.

Ankara'nın Tarihi?

Ankara ilinde bulunan tarihöncesi antik kalıntıların tarihi Eski Taş Devri'ne kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserler Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de bulunmuştur. Bunların dışında Ankara'nın Polatlı ilçesinde M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan insan yerleşimlerine rastlandı.

Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190) Anadolu'ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu'ya göçü kesin olarak gerçekleşebilmektedir. Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşim kalıntıları; Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Külhöyük höyükleri. M.Ö. 2000'li yılların sonlarına doğru Hititlerin siyasi açıdan çökerek Friglerin eline geçtiği anlaşılmaktadır.

MÖ 2000'li yılların sonlarında hızla büyüyen bir Frig kasabası vardı. Frig Krallığı'nın başkenti Gordion şehrinin kalıntıları Polatlı'ya 29 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Gordion, Frigya Kralı Midas'ın (MÖ 725-675) en parlak dönemini yaşadı.

Ankara'da Frigler'e ait kalıntılar arasında yer alan Yumurtatepe Tümülüsü'nün konumu, kaydedilen dönemlerde çok önemli bir yerleşim yeri olmasa da, çökeltilerin yapıldığı bir yerde bulunuyordu. Frigler M.Ö. 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırılmıştır.

TBMM Dikmen kapısına ziyaretçi girişi yapılacak TBMM Dikmen kapısına ziyaretçi girişi yapılacak

Tunç Çağı sonlarında Friglerle birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Frigleri ortadan kaldırma fırsatını değerlendirerek Ankara ilini de içine alan Kızılırmak bölgesini ele geçirdiler. M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu'ya hakim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler. Lidyalıların parayı icat ettiği kabul edilir. Lidya döneminde Anadolu'da ticaret gelişmiş, kırsal üretim, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi gelişmiştir.

Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde yer alan Ankara ili toprakları da bu gelişmelerden yararlandı. Medler ve Perslerle savaşan Lidyalılar, M.Ö. 547 yılında Kızılırmak kıvrımında komşuları Ahameniş Pers hükümdarı Kiros'la yaptıkları savaşın da eklenmesiyle tarih sahnesinden silinmiştir.

Persler, M.Ö. 545'ten itibaren Anadolu'ya hakim olmuşlar ve Anadolu'daki Helen egemenliğine son vermişlerdir. M.Ö. 5. yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçişini anlatır. Kral Yolu Efes'te başlar, Sardes kentinden Lidya'ya, ardından Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan sonra Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerine, şimdi de Asur'dan Susa kentine kadar uzanır.

Ankara ili toprakları M.Ö. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş İmparatorluğu'nun elinden alınana kadar Tarih boyunca Frigler ve Hititler dışında Hattiler, Lidyalılar ve Ahamenişler bölgesine kadar ulaşmıştır. MÖ 3. yüzyılda Anadolu'ya gelen savaşçı bir kavim olan Galatlar'ın Tektosag boyunun başkentiydi. Strabon, ünlü eseri Geographika'da, bugün merkezde bulunan Ankara Kalesi'nin Tektosagyalılar tarafından yaptırıldığını söyler. Daha sonra bölgede siyasi birlik kuran Roma İmparatoru Sezar Divi Filius Augustus M.Ö. 25 yılında Ankara'yı ele geçirdi.

MS 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölündüğünde Ankara, Doğu Roma (Bizans) sınırları içerisinde kalmıştır. Ancak eyalet topraklarındaki Doğu Roma hakimiyeti zaman zaman kesintiye uğramıştır. MS 654'te Müslüman Araplar kısa süreliğine bölgenin kontrolünü ele geçirdiler. 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutan Afşin kısa bir süreliğine Ankara şehrini ele geçirdiler. 871 yılında Pavlikyan mezhebine mensup Hıristiyanlar yaklaşık bir yıl süreyle Ankara şehrinin kontrolünü ele geçirdiler. Bu kesintilerden sonra her fırsatta Doğu Roma şehrini geri alarak otoritesini kurdu.

Güçlü istikamı sebebiyle 1071-73 yılları arasında Türk akınlarına direnen Ankara'nın, Artuk Bey veya Danişmend Gazi tarafından Türk hakimiyetinden ele geçirildiği belirtilmektedir. Tarihi Malazgirt Savaşı'ndan sonra Ankara'nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçtiği 1073 yılına kadar uzanıyor. 12. ve 13. yüzyıllarda Selçuklu sultanlarının çabalarıyla transit ticaretin geliştiğini gösteren Ankara'nın merkezi, 1304 yılında önce Ahiler'e, ardından da göreli özerklik verilerek Osmanlı Devleti'ne bağlandı. Bu dönemde eyalet Germiyanoğulları'na, güneydoğu ilçeleri ise Karamanoğulları'na bağlanmıştır. I. Murad döneminde kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan ilde, Büyük Timurlu İmparatoru Timur ile Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid arasında 1402 yılında Ankara Savaşı yapılmıştır. Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'un esir alınması sonucunda Osmanlı Devleti Fetret olarak adlandırılan kriz ve güç bölgelerine girdi. Ankara Meydan Muharebesi'nde bölge büyük ölçüde harap oldu ve II. Anadolu'nun birliğini yeniden sağladık. Murat döneminde yeniden onarılmıştır. 1841 yılında Anadolu Vilayeti kaldırılıp yerine vilayetler kurulduğunda vilayet, vilayet olmuştur. Ankara, Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı. Ankara Vilayeti 1922 yılına kadar varlığını sürdürmüştür.

Osmanlı yönetiminin sonlarına doğru Ankara, 1917 yılında 3 gün süren büyük bir yangına uğramış, 1900  kadar evin yanmasıyla sonuçlanmıştır.

Ankara ili, Kurtuluş Savaşı'nda merkezi bir yere sahipti. 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal, Anadolu'daki direniş hareketinin yönetimi olan Temsil Heyeti'nin karargâhı olarak şehri seçti. Şehir Anadolu'nun ortasındaydı, demiryoluyla ulaşım mümkündü, Batı Cephesi'ne yakındı ve halk milli mücadeleye tam destek veriyordu. İstanbul'un İngilizler tarafından resmen işgal edilmesinden iki gün sonra, 18 Mart 1920'de İstanbul Mebusan Meclisi'nin kendiliğinden feshedilmesinin ardından, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi kuruldu. Türk Savaşı yaşandı. 1920 yazında Yunan birlikleri Ankara şehrini ele geçirmek için Sakarya nehri kıyılarına ilerledi. Ancak 23 Ağustos-13 Eylül tarihleri ​​arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri geri püskürtüldü. Polatlı geçit töreninde geçen çetin muharebe, Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olmuş ve Mustafa Kemal Atatürk'ün o dönemdeki meşhur sözü "Hat savunması yoktur, yüzeysel savunma vardır. O yüzey bütün vatandır." Birkaç hafta sonra Ankara'nın Fransa ile yaptığı mübadeleyle Türk-Fransız çatışması sona erdi. Kurtuluş Savaşı sonucunda topraklarındaki topraklarını kanıtlayan Türkiye, ulusal sınırlarını uluslararası alanda tescil ettirmiş ve 1922 Lozan Barış Konferansı ve 1923 Lozan Antlaşması ile bağımsızlığını teyit etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 13 Ekim 1923'te Ankara vilayetinin merkezi olan Ankara'yı başkent ilan etti.

Sayılı kanunun bir sonucu olarak. 2972 ve sayılı kanun hükmünde kararname. 1984 yılında onaylanan 195 sayılı kanunla Ankara, İstanbul ve İzmir ile birlikte büyükşehir unvanını kazandı. Aynı yıl 3030 sayılı Kanunla büyükşehir ve ilçe belediyelerinin statüsü netleşti. Bölgedeki 5 ilçe Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan kanunla 5216 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları, valilik binası ve merkezi kabul yarıçapı 50 kilometre olan apartmanların sınırlarına kadar genişletildi. Bu kapasitede kalan 16 ilçe ise büyükşehir ilçe belediyesi haline geldi. 2012 yılında çıkarılan kanunla 6360 sayılı kanunla 2014 yerel seçimleri sonrasında büyükşehir belediyesine bağlı alanlar il sivil mahalleleri haline getirildi.

Ankara'da Hafta Sonu Gezilecek Ücretsiz Yerler?

Anıtkabir

Ankara'da gezilecek yerler listesinin ilk sırasında elbette büyük önder Atatürk'ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir yer alıyor. Türk mimar ve akademisyen Orhan Arda ve Emin Onat tarafından tasarlanan, yapımına 1944 yılında başlanan ve 1953 yılında tamamlanan Anıtkabir, Ankara'nın en çok ziyaret edilen noktasıdır. Atatürk, 10 Kasım 1953'te Anıtkabir'de toprağa verildi.

Ata'nın mezarının yanı sıra Aslanlı Yol, Özgürlük Kulesi, İstiklal Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Kadın Heykelleri, Erkek Heykelleri, Zafer Kulesi gibi Anıtkabir'de görülecek pek çok nokta bulunmaktadır.

Kuğulu Park

Ankara denilince akla ilk gelenlerden biri elbette Kuğulu Park. Çankaya ilçesinin Kavaklıdere Mahallesi'nde bulunan Kuğu Parkı, Ankara'nın simgeleri arasında sayılıyor. Adından da anlaşılacağı gibi bu güzel parkta kuğuların yüzdüğü bir havuz, çocuklar için oyun alanları ve kafeterya bulunmaktadır. Kuğulu Park, Ankaralıların buluşma noktası olmasının yanı sıra Ankara'nın ünlü yerleri listesinin de başında yer alıyor.

Kurtuluş Parkı

Ankara'ya parklar şehri demek yanlış olmaz çünkü günün birçok yerinde farklı konseptlerde parklar bulunmaktadır. Çankaya ilçesindeki Kurtuluş Parkı 1980 yılında hizmete açıldı. Toplam 110 bin metrekare alana yayılan parkta havuz, piknik alanı, çocuk oyun alanları ve spor alanları gibi bölümler yer alıyor. Kurtuluş Park şehrin ortasındaki değişimler arasında vakit geçirmek için mükemmel bir adres.

Seğmenler Parkı

İşte parklar şehri Ankara'nın en güzel parklarından biri daha; Segmenler Parkı. Çocuk oyun alanları, yürüyüş parkurları ve muhteşem manzarasıyla Seğmenler Parkı, Ankara'da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında kaçırılmaması gereken bir nokta.

Güvenpark

Güvenpark Ankara merkezi gezilecek yerlerin başında geliyor. Tarihi bölümleri, kalıntıları, çocuk oyun alanları ve sakin hava koşullarıyla Güvenpark, Ankara'da vakit geçirebileceğiniz bir yer.

Soğuksu Milli Parkı

Anadolu'nun en güzel şehirlerinden biri olan Ankara'da elbette pek çok doğal güzellik bulunmaktadır. Kızılcahamam'da bulunan Soğuksu Milli Parkı, İç Anadolu ile Batı Karadeniz arasında kesişmeyen bir sınıra sahip olup, bu durum parkın yayıldığı geniş alanda her iki bölgenin ikliminin yanı sıra sıcaklıklarını da görmenize olanak sağlamaktadır.

Kocatepe Camii

Kocatepe Camii'nin bulunduğu yer Kocatepe adını da içermektedir. Türkiye'nin en değişken camilerinden biri olan ve yapımı 20 yıl süren Kocatepe Camii, mimarisi, avizeleri, çinileri ve daha birçok özelliğiyle Ankara'da görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.

Arslanhane Camii

Ahi Şerafeddin Camii olarak da bilinen Arslanhane Camii, 13. yüzyılda Samanpazarı Arslanhane Mahallesi'ndeki Ahi kardeşler tarafından yaptırılmıştır. Başkentin en eski yapılarından biri olan Arslanhane Camii, Ankara'da görülecek yerler listesinin vazgeçilmez bir parçası.

Pembe Köşk

Çankaya'da bulunan ve Türkiye'nin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün 48 yıl yaşadığı yer olan İsmet İnönü Evi olarak da bilinen Pembe Köşk, tarihi bir yapı ve tek kişinin evi olması nedeniyle Ankara'da gezilecek yerler arasında yer alıyor. Cumhuriyetin en önemli isimlerinden. .

Roma Hamamı

Ankara'nın binlerce yıldır yerleşim yeri olması, farklı medeniyetlere ait tarihi birikimlere ev sahipliği yapmasını sağlıyor. Roma Hamamı Ulus Meydanı'ndadır ve 3. yüzyılda inşa edilmiştir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Ankara'da farklı konseptlerde birçok müze bulunmaktadır ve bu müzelerin en ünlüsü Anadolu Medeniyetleri Müzesi'dir. Ulus'taki müze, eşsiz parçalardan oluşan koleksiyonuyla sadece Türkiye'nin değil dünyanın sayılı müzelerinden biridir.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Ankara gezilecek yerler listesinde yer alan bir diğer müze ise Ulucanlar Cezaevi Müzesi. Altındağ semtinde bulunan ve 1925-210 yılları arasında hapishane olan bina günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Ulucanlar Cezaevi birçok aydın, sanatçı ve yazarın tutulduğu bir hapishane olarak biliniyor.

Kurtuluş Savaşı Müzesi

1920-1924 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ev sahipliği yapan bina, günümüzde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak hizmet vermektedir. Dönemin parlamento binası, dekorasyonu ve dönemin diğer unsurlarını birleştirmek mümkündür.

Doğa Tarihi Müzesi

Türkiye'nin en kapsamlı doğa müzelerinden biri olan Doğa Tarihi Müzesi'nde 6000'den fazla fosil örneği sergilenmektedir. Çankaya'daki müzede nesli tükenen fillerle ilgili bilgilerin de aralarında bulunduğu pek çok ilginç doğa eseri yer alıyor.

Ankara Etnografya Müzesi

Altındağ ilçesinde yer alan Ankara Etnografya Müzesi, Ankara halkı ve bölgesi hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler için Ankara'da görülecek yerler listesine eklenmesi gereken bir adres.

Ankara Kalesi

Altındağ'daki Ankara Kalesi, 2. yüzyıldan önce Galatlar tarafından inşa edilmiş olup şehrin simge yapılarından biri olarak kabul edilmektedir.

Beypazarı

Ankara'nın Osmanlı mimarisiyle ünlü tarihi semti Beypazarı, yılın on iki ayı boyunca en çok ziyaret edilen turistik mekanların başında geliyor.

İnönü Mağaraları

Ankara gezilecek yerler listesinin sadece tarihi yerlerden oluştuğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü Ankara doğal güzellikler açısından da oldukça zengin. Güdül ilçesinde bulunan İnönü Mağarası yıldızın mutlaka görülmesi gereken doğal güzelliklerinden biridir.

Uyuzsuyu Şelalesi

Evet yanlış okumuyorsunuz, Ankara'da da muhteşem bir üst düzey şelale var; Uyuzsuyu Şelalesi. Nallıhan'daki Uyuzsuyu Şelalesi en az ülkesindeki şelale kadar etkileyici. Burada tarihi ağaçlar da var.

HABER: ÖMER YILDIZCI