Ankara’da yaz mevsiminin kurak geçmesi ve yetersiz yağışlar tarımsal alanda ciddi sıkıntılara yol açtı. Tarım ve hayvancılığın önemli merkezlerinden biri olan Kahramankazan’da ise bu durum, özellikle et üretimini doğrudan etkiledi. 2025 yılı yaz aylarında kuraklığın yanı sıra şap hastalığı ve su sorunu da eklenince çiftçi ve besiciler zor zamanlar yaşadı.

Ankara’daki Kuraklık Tarım Ve Hayvancılığı Vurdu! (1)

7 belediye başkanı daha AK Parti'ye katılıyor!
7 belediye başkanı daha AK Parti'ye katılıyor!
İçeriği Görüntüle

“DON OLAYLARI BÜYÜK ZARARA YOL AÇTI”

Kahramankazan Ziraat Odası Başkanı Ahmet Öztürk, ilçenin tarım ve hayvancılık potansiyeline ve yaşanan sorunlara ilişkin Polatlı Postası İnternet Haber Sitesi’ne özel açıklamalarda bulundu. Yıllardır tarım ve hayvancılıkla uğraştığını ifade eden Öztürk, son iki yılda yaşanan zorlukları şu sözlerle anlattı:

“2024 yılının başından bu yana 2025’e uzanan süreçte birçok zorluk yaşadık. Bu yıl hava şartları çiftçimizi çok etkiledi, özellikle don olayları büyük zarara yol açtı. O sıkıntıyı atlattık derken bu kez kurban döneminde şap hastalığı tehdidiyle karşı karşıya kaldık.”

2026 YILINDA TRİTİKALE BUĞDAYI EKİLECEK

İklim koşullarındaki değişkenliğin çiftçiyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Öztürk, yeterli desteğin sağlanmadığını da dile getirdi. Önümüzdeki dönem için ekim planlarından bahseden Öztürk, “Sulu ekim yaptığımız mısır, silaj ve çekirdeği ise Haziran ayına, bir ay sonraya kaydırmak istiyoruz” diyerek, ayrıca tritikale buğdayı ekeceklerini belirtti.

“BU SIKINTILARIN ACISINI 5 YIL, 10 YIL SONRA ÇEKERİZ”

Kahramankazan’ın ‘et şehri’ olarak bilindiğini hatırlatan Öztürk, şap hastalığının kurbanlık hayvan pazarlarını kapatması nedeniyle doğrudan etkilendiklerini belirtti. Öztürk, açıklamasında şunları söyledi:

“Kurbanlık hayvan besiciliği yapıyoruz. Pazarlar kapanınca elimizdeki parayla yeni hayvan alma imkanımız kalmadı, hayvan alamadık. Çok zor durumdayız. Bu nedenle devletimizin üretimde varlığını hissettirmesi gerekiyor. Banka kredilerinin ertelenmesi ya da mevcut kredi limitlerinin yükseltilmesi şart. Aksi takdirde bu sıkıntıların acısını 5 yıl, 10 yıl sonra çekeriz.”

“KAÇ BESİCİNİN KAYBEDİLECEĞİNİ İLERLEYEN YILLARDA GÖRECEĞİZ”

Geçmişte de benzer durumların yaşandığını hatırlatan Öztürk, “1962 yılında görülen şap hastalığında pek çok besici kaybedilmişti. Şimdi de aynı tehlike ile karşı karşıyayız. Bugün kaç besicinin kaybedileceğini ilerleyen yıllarda göreceğiz. Ancak devletimiz yaraları bir an önce sararsa, bu süreci çok daha az kayıpla atlatabileceğimize inanıyorum” diyerek, açıklamalarını sonlandırdı.

Muhabir: SEMA MÜLAYIMOĞLU