Bulunduğu cezaevinden izinle çıkan Muradiye Gökmen, kendisine saplantılı şekilde ilgi duyan A.Ş.A. tarafından 3 yaşındaki çocuğu önünde pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.
ÇOCUĞUNUN GÖZÜ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Ankara'nın Altındağ ilçesi Aydınlıkevler Mahallesi'nde meydana gelen olayda, cezaevinden izinli olarak çıkan Muradiye Gökmen (35), kendisine saplantılı şekilde yaklaşan A.Ş.A. (52) tarafından 3 yaşındaki çocuğunun önünde pompalı tüfekle öldürüldü.
İddiaya göre, yaklaşık bir aydır cezaevinde bulunan Gökmen, 15 Ekim sabahı izinli olarak çıkarak çocuğunu almak üzere bir arkadaşının evine gitti. Bu sırada Gökmen’e uzun süredir takıntılı bir şekilde yaklaşan ve evlenmesi için baskı yaptığı belirtilen A.Ş.A., genç kadını evin önünde karşıladı.
Aralarında yaşanan tartışma sırasında A.Ş.A., yanında getirdiği pompalı tüfekle Gökmen’i önce darp etti, ardından ateş açtı. Olayı gören çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Muradiye Gökmen, kaldırıldığı Etlik Şehir Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
POLİS EKİPLERİNCE TUTUKLANDI
Cinayette kullanılan silahı olay yerinde bırakan zanlı, aracıyla kaçtıktan sonra polis ekiplerince yakalanarak, tutuklandı. Şüpheli A.Ş.A.'nın, kasten yaralama, tehdit, hırsızlık ve kadına yönelik şiddet gibi çok sayıda suç kaydının bulunduğu öğrenildi.
"VURMADAN ÖNCE 'BENİMLE EVLENİP ÇOCUK DOĞURMAYACAKSAN ÖLECEKSİN' DEMİŞ"
Görgü tanığı Elnara Asgorava, saldırganın Muradiye’ye saplantılı olduğunu ve sürekli evlenmesi için baskı uyguladığını belirtti. Asgorava, Muradiye’nin yaklaşık bir aydır cezaevinde olduğunu, vurulduğu sabah izne çıkarak kendisini ziyaret ettiğini ve çocuklarını almaya geldiğini söyledi. Çocuğu sabah birlikte götürdüklerini, birkaç saat sonra bez sormak için kendisini aradıklarını anlattı. Bezleri hazırlarken A.Ş.A.’nın geldiğini ve kısa süre sonra kavga çıktığını ifade etti. Aşağı inip koştuğunda silah sesi duyduğunu, Muradiye’nin yerde hareketsiz yattığını gördüğünü aktardı. Komşuların anlattığına göre zanlı önce tüfeğin kabzasıyla kadının başına birkaç kez vurdu, sonra ateş etti; silah tutukluk yapınca yeniden kafasına vurdu ve Muradiye’nin sesi kesildi. Asgorava, Muradiye’nin kanser tedavisi gördüğünü, izne çıktığı için çok sevindiğini ve nişanlısıyla evlenmeyi planladığını belirtti. Komşular ayrıca zanlının, “Benimle evlenip çocuk yapmayacaksan öleceksin” şeklinde tehditlerde bulunduğunu aktardı.
"MURADİYE'NİN YERİNDE BEN OLABİLİRDİM ÇÜNKÜ O SİLAH İLK BANA ÇEKİLDİ"
Muradiye Gökmen ile bir dönem aynı evde yaşadığını belirten Hülya Alan, aynı saldırganın geçmişte kendisini de rehin aldığını anlattı. Alan, Muradiye’nin sakin, kendi halinde bir kadın olduğunu belirterek, “Çocuğuyla bazen gelir giderdi, o şekilde tanıdım onu. A.Ş.A.’yı ise çok fazla tanımıyordum. Ablamın eşinin daha önce çalıştığı atölyeye gitmiştik, orada tanıştım. Yanlışlıkla ofisine girmiştim, o sırada ablamlar benim çıktığımı sanıp eve dönmüşler. Ardından A.Ş.A. kapıyı kilitleyip çıkmama izin vermedi. Alkollü müydü bilmiyorum ama zaten saplantılı biriydi” dedi.
Alan, saldırganın eline pompalı tüfek aldığını ve o silahın Muradiye’nin öldürülmesinde de kullanılmış olabileceğini belirterek, “Tüfeği bana doğrulttu. Panik atak hastasıyım, o anda ne yapacağımı bilemedim. Teras kattaydık, kaçamadım. Beni bir gece orada tuttu, sürekli ‘Benimle evleneceksin’ diye baskı yaptı. Sabah diğer çalışanlar gelince kurtuldum” ifadelerini kullandı.
Olaydan sonra büyük bir korku yaşadığını dile getiren Alan, “Muradiye’nin yerinde ben de olabilirdim, çünkü o silah ilk bana doğrultulmuştu. Şikâyetçi olamadım; beni mesajla tehdit etti, adresimi bildiği için korktum. O kadın öldürüldüğünden beri psikolojim bozuldu. O gece ölmek için dua etmiştim. En ağır cezayı almasını istiyorum; hem Muradiye için hem de bana yaşattıkları için. Hâlâ o günün izlerini taşıyorum” diyerek yaşadığı travmayı anlattı.