Yılın son günlerinde yeni bir yıla girerken liyakat ve adaletin bizlere yaşam gıdası gibi ihtiyaç olması üzerine son yazılarımızın başlıkları olmuştur.


Adalet kavramı insanlığın eski cağlardan beri ulaşılması gereken kurallardır.Insanlar arasında eşitlik ve herkesin toplumdaki görevlerine karşı hükümlü olmasıdır.Adalet bazen içten,bazen örf ve adetle,bazen dini emirlerle,bazen hukuksal olarak mevzuata geçmiş kurallar ve kanunlarka sekillenmis hukuk cercevesini almıştır Evrensel değer olarak ele aldığımızda toplumda ekonomik ve sosyal yaşam için en büyük bir erdem olan adalet;akıl ve ahlaki değerlerin ışığında, ıdeoloji dışında bir vicdan meselesidir .İslamda da adalet anlayışı bütün insanlığı içine alan aynı şekilde evrensel bir genişliktedir.Maide,Nisa,Nah sürelerinde ki bazı ayetlerden çıkardığımız kadar;"*Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiginiz zaman adaletle hükmetmenizi. *Kendimizin,anne,babamızın ve akrabamızın aleyhindede olsa adaletten ayrılmayın."buyurmakta.. Insanlığa hakkaniyet sorumluluğu vermektedir..


Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti insan haklarına saygı duymak hak ve özgürlükleri koruyan,güçlendiren ve hukuk kurallarına bağlı,yargı denetimine açık yasaların üstünde yasa koruyucunun uymak zorunda olduğu temel hukuk ve ilkeleri ile anayasanın bulunduğu devlettir.


Adalet toplumun yaşamın her alanında egemen olduğu zaman insanlar güvenli ,mutlu ve huzur içinde yaşarlar .Adaletin beklenmeyen, istenmeyen zıddı zulümdür.Devketimizin ,yaşamın sarsılmayan temeli adalet ne ideoloji, ne siyasi o bir vicdan meselesi.Istegimiz,dilegimiz her daimi adalette vicdanın sesi.


Selam ve dua ile.