Düşen her damla yağmur, toprağı örten her kar tanesi o kadar önem kazandı ki artık.
Daha 1 ay öncesine kadar yağmur damlası düşmemiş tek bir kar tanesi toprağa değmemiş, bu sebeple de su ihtiyacımızı sağlayan barajlarımızda su oranları neredeyse 110 gün kadar kullanım miktarı kalmıştı.
Şükürler olsun ki Ocak ayındaki bu yağışlar hem bize de hemde doğaya nefes aldırdı.
Kuraklık son 10 yıldır yaz aylarında Polatlı'nın tarımda yaşadığı ve takip ettiği bu risk artık Türkiye'nin sorunu hale geldi.
Küresel ısınma, mevsimlerin özelliklerini neredeyse tamamen yitirmiş olmaları doğanın dengesini alt üst etti.
Dünyayı mesken tutan ve nesilden nesile aktardığımız yer yüzü artık SOS veriyor.
Bu tehlike sinyaline sebep olan ve yine bu yardım çığlığına kulaklarını kapatarak görmezden gelen yöne biziz.
Son 100 yıl içinde insan nüfusunun artması ama aynı zamanda teknolojinin doğayı hiçe sayan gelişimi Dünyayı yakında bize dar edecek gibi görünüyor.
Tüm ülkeler bir araya gelerek Dünya'da yaşayan her bir insanın, dil, din ve ırk ayrımı yapmaksızın doğaya verdiğimiz zararı onarmak ve doğa ananın her yıkımdan sonra kendini onarmasına izin vermek için artık hakarete geçmeliyiz.
Aksi takdirde gelecek kuşaklara güzel bir Dünya değil yaşayabileceği yeni bir gezegen bırakmak zorunda kalırız ki, bizim güneş sistemimizde böyle bir gezegenin var olmadığını da biliyoruz.
Gelin hepimiz bir günü Dünya için yaşayalım..