Tolstoy, Anna Karenina'ya başlarken “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır” diyor.

Bunun üzerine düşünüyorum. Mutluluk ve mutsuzluk kavramı üzerine. Bu ülkede doğup büyüdüğüm için bu kavramları yorumlayış şeklim belki Kuzey Amerika'da doğup büyüyen birine göre daha farklı olacaktır.

Mutlu aile nedir benim için diye soruyorum kendime. Öncelikle sağlıkla alakalı bir sorunu olmayan ailedir. Daha sonra kendi aralarında iletişim kurabilen ailedir. İletişim kurmak merhaba nasılsından ibaret değil. Birbirini anlayabilen, saygı duyabilen, konuşabilen insanlardan bahsediyorum. Daha sonra maddi olarak geçim sıkıntısı çekmeyen aileler mutludur. Para mutsuzluk kaynağı değildir diyemem. Hayatın gerçekleri var. Para amaç değildir ama araçtır sonuç olarak.

Mutsuz aile nedir diye soruyorum kendime. Sağlıkla ilgili sorunu olan aile mutsuzdur. Allah gerçekten kimseye bunu yaşatmasın. Önce sağlık diye boşuna demiyor kimse. Daha sonra aynı evin içinde yaşayıp birbiri hakkında bir fikri olmayan, sohbet etmeyen, iletişim kurmayan aileler mutsuzdur. Anne babasına yaşadığı şeyleri anlatamayan o kadar çok arkadaşım var ki... Bu duruma gerçekten üzülüyorlar. Birbirini anlamadan yargılayan aileler mutsuzdur. Maddi sıkıntılar çeken aileler mutsuzluk yaşar, sıkıntılar yaşar. Çocuğuna istediğini alamayan anne, baba tabi ki mutsuz olur.

Tabi her ailelenin spesifik farklı mutluluk ve mutsuzluk nedenler vardır ama genele baktığımda benim aklıma gelenler bunlar. Sizin için bu durum nedir benimle yorumlarda paylaşır mısınız?

Mutluluk ya da öznel iyi olma, bireyin yaşamına dair olumlu düşünce ve duygularının miktarca üstünlüğüdür
başka bir deyişle bireylerin yaşamlarından aldıkları doyum ve olumlu duyguların toplamıdır. İnsanoğlu sanırım geçmişten bu zamana mutluluk ve mutsuzluk kavramlarını düşünmüştür. Deneyimlerimiz, yaşadıklarımız da bu kavramları şekillendirmiştir. Mutluluk felsefenin olduğu kadar psikolojinin ve sosyal bilimlerin de üzerinde uğraştığı bir konu olmuştur. Felsefecilerden farklı olarak psikologlar ve sosyal bilimciler sorunlar, sıkıntılar ve mutsuzluk üzerinde daha fazla yoğunlaşıp mutluluk ya da öznel iyi olma değişkenlerini ihmal etmişlerdir.

Yapılan bir araştırmada Türk kadınlarının, Türk erkeklerinden daha mutlu olduğunu okudum. Nedense ben mutluluk kavramını cinsiyet açısından ele almamıştım hiç. Böyle olunca sanırım başa dönüyoruz. Herkesin mutluluğu da mutsuzluğu da kendine göre değişiyor. Tolstoy'a katılmadığımı söylemek zorundayım.

Hepinize mutlu günler diliyorum.

'