Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, dün akşam bir televizyon programına katıldı.

Programda Ankarayı, projeleri anlattı. Geçmiş dönem belediye borçlarından bahsetti.

Ben bunlardan bahsetmek istemiyorum. Benim bahsetmek istediğim Mansur Başkanın dili ve üslubu oldu. Kendisi yaptığı işlere bunlar benim görevim tabi ki yapacağım bunların da reklamını yapmaya gerek yok dedi. Böyle şeylere o kadar hasret kalmışız ki Başkan diliyle gönlümüzü fethediyor.

Başka siyasilere bakıyorum. Herhangi bir proje hayata geçirdiğinde ben yaptım, biz yaptık oluyor. Asla kimse görevim bu demiyor. Bu şey gibi her gün saatlerce derse giren öğretmenin ben ders anlattım, ben konu anlattım demesi gibi...

Tatlı dil ne kadar güzel bir şey hele ki toplumla iç içe olan insanlardan bunları duymak çok daha güzel...

Devlet insanı olmak gerçekten herkesin başarabildiği bir şey değil. Makama gelince görevlerinden ziyade makamın büyüsüne kapılan insanlarla dolu çevremiz.

Oysa bir doktor gibi, bir öğretmen gibi belediye başkanlığı da bir meslek ve görev.

Devletin herhangi bir birimde göreve gelen insanların sanki dünyayı yönetiyormuş hissi, sanki her şeyi kendi cebinden yapıyormuş algısı çevremde gözlemlediğim kadarıyla herkesi bıktırmış bir durumda. Oysa görevini bilip görevim bu denmesi ne kadar hoş geliyor kulağa.

Mansur Başkanın da dün programda ve daha önceki programlarda bunu dile getirişi bir vatandaş olarak beni fazlasıyla memnun etti. Dediğim gibi hasret kalmışız...

'