İnsanların hayatında inişleri, çıkışları vardır.

insan olmanın doğasında da zaten bu vardır.

Ömrünüzün tamamında gerek sizden gerekse dış etkenlerden mutlaka bocaladığınız yada zirve yaptığınız anlar vardır.

Siyasetten, kendi yaşamınıza, ailevi ilişkilerinden dostluk ilişkilerine kadar her aklımıza hem maddi hem de manevi olarak şunui getirmeliyiz;

“Para, layık olduğu mala gider”

Bakınız buğdayını satamayan bir adamın, yaşadığıhayal kırıklığının ve sonradan yaşadığı sevincin hiyakesine;

Adamın biri satmak için pazara buğday götürmüş. Akşam olmuş, pazar toplanmaya başlamış. Herkes malını satıp savmış. Bu adamın malına müşteri çıkmamış. Çıkan da pazarlıkta uyuşmamış. Adam koca çuvalı geri getirmenin sıkıntısıyla düşünürken meşayıhten birinin yolu pazara uğramış:

O zat sormuş:

“-Ne o evladı’ Malını satamadın mı? Bak pazar toplanıyor.” Adamcağız boynu bükük:

“-Müşteri çıkmadı, Efendi Hazretleri!.” demiş.

Şeyh efendi yerden avuç avuç kum alıp buğdaya karıştırmaa başlamış ve:

“-Şimdi çıkar evlad!” demiş.

Adam şeyhin bu hareketine itiraza yeltenecekmiş ki; hemen yanı başında beliren müşteri mala talib olmuş. Tebessümle oradan ayrılmak üzere olan şeyhin eteğine yapışıp:

“-Bu ne haldir Efendi Hazretleri!”. diyen buğdaycıya şeyh şu cevabı vermiş:

“-Sus! Para, layık olduğu mala gider.”