Türkiye bulunduğu konum ve Dünya’nın en karışık coğrafyası sebebiyle doğalgaz keşfiyle birlikte jeopolitik koordinatlar açısından bölgenin hükmü geçen liderlik rolüne en uygun ülkesi konumuda geldi. Çünkü Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz ile birlikte, Doğu Akdeniz taramalarındanda sonuç alınabilirse, Asya ile Avrupa bağlantısı olan bölgede kartlar yeniden dağıtılacak. 320 milyar metreküplük reverz ile birmikte piyasalarda da ciddi bir hareketlilik yaşandı. Çünkü kendi enerjisini üreten ve bunu başka ülkelere ihraç eden ülke sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdır. Türkiye 4-5 yıl önce bu bölgelede yapacağı aramalarla ilgili teknik ve mekanik altyapısını oluşararak işe başladı. Gemileriyle, teknik donanım ile ve uzman personelin eğitimi sayesinde Türkiye bölgede “Bende varım” diyerek ciddi ve yok sayılamaz bir aktör olarak varlığını ispat etti. Uluslararası siyasette ve ilişki kurduğumuz ülkelerin tavır ve stratejileri aslında şimdi asıl niyetlerini ortaya çıkartacak. Çünkü şu ana kadar keskin bir uluslararası politikaya girmedik ve bu rezervlerle birlikte tüm Avrupa ülkelerinin duruşları ve Türkiye’ye bakış açıları net olarak masaya konacak. Bir de bu müjdenin vatandaş nezdindeki yansımaları var. ki, bana göre en büyük konu milletin bu konuda sağlacağı birliktelik. Aslında uzun yıllardır kaynaklarımız olduğunu bilir, “Niye çıkartamıyoruz”, “Biz niye yeraltı kaynaklarını işleyip güç kazanmıyoruz” sözlerini her kahvede, bir araya geldiğimizde konuşur ve dertleniriz. Oysa, kaynaklarımızı kullanmak için elimizde şimdi önemli bir fırsat var. Doğal olarak kendi milli haklarımızı savunma noktasında hiçbir taviz vermeden egemenlik mesele gibi algılayarak hareket etmek zorundayız. Bu fırtası yine milletçe, iç ve dış siyasette doğru hamlelerle, birliktelik sağlayarak koruyabilirsek bu işi başarırız. Yaramaz çocku Yunanistan’ın kendi kendine söylemleri, AB ülkelerini kışkırtmaya yönelik hamleleri biz doğru uluslararası stratejileri kullanırsak, kimsenin Türkiye’yi karşısına almayı istememesiyle sonuçlanacaktır. Türkiye, kartların yeniden dağıtıldığı bu bölgede, en güçlü aktör olarak kabul edilecek. Belli ki, bu enerji bulma, çıkarma ve kendi enerjisini üretme mevzusu Türkiye için son 5 yıllık orta ve uzun vadede ciddi hesaplanmış bir proje. Gerek hükümetin kararlı duruşu gerekse enerji için Karadeniz sonrasında Doğu Akdeniz’de de sağlam bir irade göstermemizin sebebi hükümetin bunu ciddi olarak düşünmesiymiş. Karadeniz keşfi aynı zamanda Doğu Akdeniz aramalarını da bir hayli ısıtacak. Yunanistan ve Fransa gibi ülkelerin baskıları giderek daha da şiddetli bir hale gelecek. Ancak gerek uluslararası olan anlaşmalardan doğan haklarımız gerekse askeri varlığımızdan taviz vermeyeceğimiz yönündeki duruşumuz, burada bir kez daha Türkiye’nin artık eski dönemlerdeki ülke olmadığını ispat etti. Bu bir egemenlik meselesiyle hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız.