Sevgili okurlar bu hafta Türkiye İlahiyatçılar birliğinde yayınlanan bir yazıdan alıntılar yaparak kıssadan hisse çıkarmaya ve bu konuların günümüze uyarlandığında dini sosyal ve içtimai hayatımızda nerelerde geziniyoruz  kısa bir düşünmeye  haddim olmayarak ta olsa davet ediyorum. 


Bazılarına göre kadınlara dokununca bozulan abdest ,


Yetim hakkına dokununca neden bozulmaz. Kur'an-ı Kerim de 292 kere geçen HAK kelimesi neden terennüm edilmez.(il.bir.yazisı)


Kimsenin hakkına saygı göstermeyen mutlu bir azınlık oluşmuştur. Bu azınlık irdelendiğinde şımarık saldırgan agresif bir yapıya sahip her konuda hakkın kendilerine ait olduğu konusunda yüzsüzlük yapan bir güruhtur. Bu haklar sadece kazanılan ihaleler, paralar değil menkul ve gayrimenkuller dahil hayatın her alanında yaratılan iltimasların tamamıdır. Yapılan haksızlıkların bir kısmı da  son yıllarda dini duyguların kullanılmasıyla,  tahkiyeyle yapılanlardır.


 Sanki sadece dünyada kendileri yaşıyorlar.


Kul hakkı onlar için yaşadığımız günlerde hiç önemli değil.


Peygamberlere dahi biat şartlı


(Mümtehine 12) iken neden büyük çoğunluk şeyhine, liderine, partisine sorgusuz sualsiz teslim olmuşlardır.


Onları rahmani sıfatlarla donatıp, ya menfaatlerini korurlar ya da yeni menfaatler yaratmak için araç olarak kullanırlar. Bunu yaparlarken de şeyhlerini uçururlar.


Neden sahabe elindeki Kur'an yapraklarıyla dünyaya meydan okurken; bu gün iki milyar Müslüman ile bu din gadre uğratılmış durumdadır. İlahiyatçılar; İbadet deyince akla abdest, namaz, oruç, hac yağmur duası ezan gelirken;


Din denilince akla neden hak, hukuk, adalet, yoksulluk, işgal ,zulüm, tecavüz, açlık susuzluk, sokak çocukları uygarlık, tarih bilim ve sanat  vs. gelmiyor diyorlar.


Çünkü yine kendileri cevap veriyorlar:


Her şeyin hizmetine sunulduğu insan AKIL nimetini kullanmayıp Allah’ın halifeliği den kaçmaktadır. İste değerli okurlar büyük düşünmeyi engelleyen en önemli husus bu cümlede gizlidir. Dini konularda çoğunlukla aklımızı başkalarına teslim etmiş , TEFEKKÜR den kaçınmışız. Yine neden bizim gibi ülkelerde siyasetin girdiği yerden genellikle akıl, mantık, feraset, ahlak, vicdan ve iman gibi değerler  çıkıp gidiyor?


Geriye sadece hırs, öfke ve kin kalıyor. Denmektedir. AKIL kullanılmazsa, HAK  savunulmazsa,  istismarcılar her şekilde etrafı kuşatırlar. Milli ve dini görünümlü istismarcılar muhafazakar insanlarımızı sömürmek üzere hareket ederler. Menfaatleri her şeyden önemli duruma gelir. Gözlerini hırs bürür. Hedef için her şey onlara mubah hale gelir ve neticede Hak hukuk unutulur.


Ancak buraya kadar olan açıklamaların  özeti AKLIN kullanımından kaçınılması veya aklın kiraya verilmesi her konuda gerilik sebebidir. Akıl ve HAK kullanılması ve vazgeçilmemesi , gözetilmesi gereken en önemli unsurlardır.


Aklımızı kullanmayıp bizim yerimize düşünenlere emanet edersek bazen  şeyhler, şıhlar  bu boşluğu doldurur senide ellerinde oynatırlar.


Allah aklımızı kullananlardan eylesin.


Saygı ve sevgilerimle