Bir şeyi satın almadan önce düşünenlerden misiniz? Ben öyleyim. Her şeyin hızla tüketildiğini bir dünyada öyle olmayı da bir başarı olarak görüyorum. Alışveriş yapmak gerçek bir çılgınlık haline döndü. Evinde ayakkabılarını koyacak yer bulamayan insanlar tanıyorum. Kimseyi yargılamıyorum sadece anlayamıyorum. Bir şeyi almadan önce mutlaka düşünürüm ihtiyacım var mı diye çünkü benim alış amacım ihtiyaçtan doğmalıdır.

Kullanılmayan eşyalarla dolu bir evi, giyilmeyen kıyafetlerle dolu bir dolabı düşündükçe ruhum sıkılıyor. Oysa sadelik ne kadar güzel...

Şimdi öyle reklamlar izliyoruz ki ihtiyacımız olmayan her şeye ihtiyacımız var. Sanki o ürün evde olmazsa evimiz yarım kalacak ya da o pahalı telefonu masaya koymazsak elimiz kopacak. 7 yıldır aynı telefonu kullanıyorum artık baya yavaşlamaya başladı. Yeni bir telefon alamaz mıyım tabi ki alırım. Ne mutlu ki 18 yaşından beri çalışan her zaman kendi parasını kazanan bir birey oldum. Bu ara düşünüyorum yeni telefon almalı mıyım diye. Telefonumu hala kullanabiliyorum amacına hala hizmet edebiliyor. Yavaşlaması biraz etkiliyor ama bu onu kullanamayacağım bir boyutta değil. Hepsini düşünüp almama kararı veriyorum. Benim alışveriş mantığım böyle işliyor.

Bir de her şeyin yenisini sıfırını mı almak gerekiyor?

Amerika'da ikinci el kavramı çok fazla. Kıyafetten eşyaya insanlar için çok normal gelen bir alışkanlık. Ama bizde bu çok daha az. Bir şeyin ikinci elini kullanmak iyi değilmiş gibi düşünüyor insanlar. Her şeyin en iyisi olması, en güzeli olmalı kavramı evet güzel. Tabi ki herkes her şeyin en iyisine layık ama onca borca girip gereksiz yapılan düğünler sonrasında borç öderken birbirini seven iki insanı ne kadar da yıpratıyor. O zaman o harcamanın ne anlamı kalıyor. Dünya evine değil borç evine girmeyi tercih edenleri anlayamıyorum.

Bir şeyi almadan önce mutlaka düşünün derim. O sizde olmazsa ne kaybedersiniz?