Tarihimizde Batı’da ulaştığımız en son noktada yaşanan 2.
Viyana kuşatması ve Viyana bozgununun akabinde 13 Eylül 1683’te başlayan geri
çekilme ve toprak kayıplarının 238 yıl sonra durdurulduğu, son bulduğu tarih
yine bir 13 Eylül.





13 Eylül 1921 Sakarya Nehri’ni de geçen işgal kuvvetlerinin
durdurulmakla kalmayıp püskürtüldüğü, büyük zaferlerin ve Kurtuluş Savaşı’nın
kazanılmasında dönüm noktası olan bir tarih.





Kurtuluş Savaşı’nda düşman kuvvetlerine geçit vermeyen “Son
Kale” Polatlı ikinci destanı 15 Temmuz 2016’da asker kıyafeti giymiş hainleri
Ankara’ya sokmayarak/bırakmayarak yazdı.





Tarihimizdeki en kanlı, en hain darbe girişiminin yaşandığı
15 Temmuz 2016 tarihinin üzerinden tam olarak 3 yıl geçti.





Polatlı Postası’nın ücretsiz eki olarak hazırladığımız 15
Temmuz ekimiz aslında çok gecikmiş bir çalışma.





Üzülerek ifade etmeliyim ki farklı anlamlarda yeni destanlar
yazan Polatlı halkının neler yaptığı bu geçen 3 yıllık zamanda derli toplu bir
çalışma ile kamuoyuna sunulmadı. Bırakın derli toplu bir çalışmayı en ufak bir
eser ortaya konulmadı..





Bu açığı kapatmak için yola çıktık. Zaman darlığı en büyük
handikaptı.





Elinizdeki u çalışma sadece bir hafta, bilemediniz 10 günlük
bir sürede hazır hale getirildi





Çok mükemmel iddiasında değiliz ama en azından başlangıç
için bir adım.





O gece ile ilgili ne söylense, ne yazılsa eksik kalır.





En büyük eksiklerden biri Polatlı’nı destansı direnişinin
hakkıyla kamuoyuna anlatılmaması, aktarılmaması.





O gece görünmeyen kahramanları desinler diye, şan ve şöhret
için sokaklara-meydanlara dökülmediler. Canlarını hiçe sayarak ne pahasına
olursa olsun asker üniforması giymiş hainlere engel oldular.





Pek çok kez ifade ettim. Biz de o gece ile ilgili her türlü
bilgi ve belgeye ulaşabilmiş değiliz. Ama 3 yıldır hiçbir kimse ve kurumun
ortaya en ufak bir şey koymaması sebebiyle taşın altına elimizi koyduk.





Bu hususta karşılaştığımız ve önümüze çıkarılan engelleri de
şimdiliksizlerle paylaşmak istemiyorum. İcap ederse gelecekte açıklamaktan
çekinmeyiz. Sadece şu an doğru zaman değil.





Sakarya Zaferi’nde olduğu gibi 15 Temmuz’da da Polatlı hak
ettiği değeri görmedi.





Gelecek nesillere yaşananları bir nebze de aktarabileceksek
ne mutlu bize.





İnşallah bunu çok fazla çalışma takip eder.





Bu süreçte yine bazı kişi ve kurumlardan zamanında geri
dönüşlerin olmaması sebebiyle düşündüğümüzden farklı bir formatta hazırlamak
mecburiyetinde kaldık.





Elimde mevcut olan ve biriktirmekte olduğum onlarca hikaye
ve tanık anlatımlarını ileride sizlerle buluşturmanın gayretinde olacağım.





Nasip olursa sizlerin de eleştirilerinin yanında
katkılarıyla gelecekte daha güzel şeylerin yapılacağına inancım tamdır.





Farklı konularda desteklerini esirgemeyen herkese de
teşekkürlerimi sunuyorum.





Son olarak 15 Temmuz ile ilgili endişemi de ifade etmek
istiyorum.





Bazıları bilerek veya bilmeyerek “15 Temmuz”un içini
boşaltıyor. Şöhret olma veya farklı amaçlar uğruna sergilenen tavırlar bu
meselenin üzerine gölge düşürüyor. Bu tavırlardan kaçınılması bir
mecburiyettir.





Hiş bir şey veya hiçbir kimse isimsiz kahramanların üzerine
gölge düşüremez.





Tarihe şerh düştük.





Hayırlara vesile olur inşallah.