Bu yazıma başlamadan önce sizden ricam 16.07.2021 tarihli kitap tavsiyesi isteyenler bu yazıda buluşuyor yazımı okumanız. Levent Hocanın yani Levent Yaylagül'ün Kitle İletişim Kuramları kitabından bahsetmiştim sizlere. Kendisi hiç dersime girmedi ama iletişim alanında beni en çok etkileyen ve bana çok şey öğreten bir kitap olduğu için Levent hocam diyorum.

Levent hoca kitabına egemen yaklaşımlarla başlıyor. Sizlere beni etkileyen bilgileri aktarmak istiyorum. Belki sizlerin de kitabı alıp okuma isteğiniz artar.

İnsanlığın tarihine baktığımızda binlerce yıllık bir tarihten bahsediyorum hep varolma, fiziksel varlığını sürdürme çabası vardır. Yoksullukla, doğal felaketlerle, ölümcül hastalıklarla, yoklukla, savaşlarla geçen kocaman bir tarih... İnsanlar bu mücadeleyi Tanrının iradesi veya kahramanların iradesi ile izah etmiştir.  Bu da insanın toplumsal bilincinin dışavurumlarıdır. Yani herhangi bir toplumsal olay açıklanırken toplumsal varlık ile toplumsal bilinç arasındaki ilişki temel hareket noktasıdır. Burada bir soru devreye giriyor. Yani insanın kendisine ve topluma ait fikirleri mi önceliklidir yoksa insanın maddi varoluş koşulları mı bu fikirleri önceler. Bu sorunun cevapları iki temel yaklaşım tarzını ortaya çıkarmıştır.

İdealizm ve materyalizm…

İdealizm, insanın düşüncesinden ve bilincinden hareketle toplumsal olayları olguları açıklar.

Materyalizm insanın kendini üretiş ve yeniden üretiş biçiminden hareket eder.

Her birimiz bir dönemde dünyaya geliyoruz ve bizi çevreleyen bir üretim biçimi ve ilişkinin bir parçası oluyoruz. İnsan, içinde bulunduğu zamana yere göre hem yüz yüze iletişim hem de teknolojik aygıtlarla aracılanmış iletişimi kullanmaktadır. İletişim, birlikte yaşamanın, toplumsal hayatı üretmenin temel koşuludur. İletişim faaliyeti anlam yaratmadır. Dil, söz, anlam iletişim araçlarıdır ve bunların aktarılmasını sağlayan çeşitli teknolojik araçlar vardır. Bunlar toplumun materyal ilişkilerini sürdürmek ve desteklemek için kullanılır. 19 yüzyılın sonlarından itibaren de kitle iletişim dediğimiz radyo, televizyon, sinema, basın, internet gibi araçlarla gerçekleştirilen iletişim tarzı ortaya çıkmıştır. Bu dönem kapitalizmin tekelci aşamaya ulaştığı bir dönemdir. İnsanın kendi kendisiyle kurduğu iletişimden, kişiler arası, grup, örgüt ve kurumsal iletişimden farklılaşmaya başlar kitle iletişim…

Bu farklılaşmayı daha sonra yazılarımda işlemeye devam edeceğim.