Toplumsal sabrımız giderek azalıyor.
Birbirimize olan inancımız zayıflarken, anlayış ve saygı gösterme yetisinden giderek uzaklaşıyoruz.
Her geçen gün tv programları adeta eskilerin realty show denilen gerçek yaşam öykülerinin anlatıldığı hatta ve hatta cinayetlerin çözüldüğü, kaybolan insanların bulunduğu yada çocukların aileleriyle kavuştuğu öykülerle bezeniyor.
Ne çok acı varmış diyoruz ülkemizde.
Çözülemeyen ne çok cinayet varmış.
Hepsinde aile hikayeleri var.
Birde üstüne iyi hazırlanmış tv prodüksiyonu olunca sinema senaristlerinin kalemiyle birleştiğinde Holywood'u aratmayacak yapımlar çıkabilir ortaya.
Adeta ev hanımlarının tamamı bu programların bağımlısı haline gelmiş.
İş yada başka bir sebeple kaçıranlar ise telefonlarıyla yada dijital platformlarda kaçırdıkları bölümleri pür dikkat izliyor.
Çünkü insanoğlu acıdan kaostan beslenmeyi seviyor.
Ana haber bültenlerinin neredeyse tamamında (ciddi haber kanalları hariç) sokak kavgası dolandırıcılık cinayet - kadın cinayeti yada şiddeti kısacası 3. Sayfa denilen haberlerle dolu.
Neredeyse ülkenin gidişatına yönelik bilgi alacağımız hükümet yetkililerine az kalsın yer verilmeyecek(!)
Hal böyle.
Acaba pandemi mi psikolojimizi bozdu?
Yoksa zaten bizim toplumsal ahlaktan uzaklaşmaya meyilimiz mi vardı?
Her iki açıdan da bir an evvel birbirimize karşı olan saygımızı yeniden kazanmalıyız.
İnsan olmanın doğallığına teslim olursak pek çok sorunda kendiliğinden ortadan kalkar.