Son yıllarda büyük bir hız kazanan teknoloji artık hayatımızın büyük bir parçası. Bunun çok çok farkındayım elbette… Ama ne yazık ki, birçok kişi o kadar bilinçsiz bir şekilde kullanıyor teknolojiyi. Zararlarını hiç düşünmüyor… Günün büyük bir kısmını teknolojik cihazlarla geçiren bireyler özellikle yakın ilişkilerinin nasıl değiştiğini fark etmiyor.

Sosyal medya neredeyse nüfus cüzdanlarımız oldu. Fakat bu profiller üzerinden yapılan iletişimde, duyguları, jest ve mimikleri doğrudan algılayamamak, iletişimdeki nüansları kaçırmamıza neden olabiliyor.

Üstelik gerçek dünyada geçirdiğimiz zamanın azalmasıyla birlikte, yakın çevremizle olan ilişkilerde derinlik kaybı yaşanabiliyor.

Örneğin, bir kahve molasında yaşanan samimi sohbetin yerini, bir ekran karşısında geçirilen zaman alabilir.

Ayrıca, sürekli olarak teknolojik cihazlarla meşgul olmak, anın tadını çıkarmamızı da zorlaştırabilir. Doğanın güzellikleri, kitap okuma keyfi veya yürüyüş gibi aktiviteler, zaman zaman dijital dünyadan uzaklaşmamızın bize sağlayacağı değerli deneyimleri gölgede bırakabiliyor.

Bence bu yüzden teknolojiyi kullanırken, bu tarafını da görmeyi ihmal etmemeliyiz. Unutmayın, teknolojinin sağladığı kolaylıklar insan ilişkilerinin yerini tutamaz. Bu nedenle, dijital dünyada hızla geçen zamanın yanı sıra, gerçek dünyada yaşanan anları da değerlendirmek, dengeyi korumak adına önemli bir adım olabilir.