Yeni yılda meyve ve sebze fiyatları, vatandaşların en merak ettiği konular arasında yerini almaya başladı. 2024 yılına az bir zaman kala, yeni yılda meyve ve sebzelerin fiyatları hakkında beklenen açıklama ise Türkiye Sebzeciler Meyveciler Seyyar Pazarcılar Federasyonu Başkanı Ali Karaca’dan geldi.

Başkan Karaca, 2024 yılının bahar aylarına kadar gerek sebze gerek meyve fiyatlarının, geçen senenin çok daha altında olacağını belirterek, üreticiyi mağdur etse de tüketicinin şanslı bir yıl geçireceğini söyledi.

Karaca, yaptığı açıklamada, “2024’ün bahar aylarına kadar gerek sebze gerek meyve fiyatları geçen senenin çok daha altında olacak. Bu sene vatandaşımız çok şanslı bir yıl geçiriyor. Üretici bu konuda çok mağdur olsa da vatandaşımız bu konuda çok kârlı. Üretimiz tarlada 4-5 liraya mal ettiği soğanı şu an pazarlarda 10 liraya satılıyor. Nakliye maliyetleri, işçi maliyeti belli” ifadelerini kullandı.

TÜKETİCİ GEÇEN SENE CEBİNDEN ÇIKAN ÜCRETİN YARISINI ÖDEYECEK

Çubuk Belediyesi esnafa teşekkür etti Çubuk Belediyesi esnafa teşekkür etti

Domatesin şu anda geçiş döneminde olduğu için fiyatlarında yükselme olduğunu söyleyen Karaca, narenciye konusunda bu sene bol bir yıl geçirdiklerini belirtti. Karaca, “Bu sene portakal, mandalina, limon çok bol. Maliyetler yüksek ama fiyatlar çok düşük. Bu tamamen, tüketicinin cebine yansıyacak. Tüketici geçen sene cebinden çıkan ücretin yarısını ödeyip, mutfağına sebzesini meyvesini götürecek. Bu 2024’ün bahar aylarına kadar devam edecek” dedi.

PATATESTE FİYAT YÜKSELEBİLİR

Karaca, rekolte düşüklüğü sebebiyle sadece patateste bir fiyat yükselmesi beklediklerini söyleyerek, “Biraz patates yükselebilir. Bunu normal karşılıyoruz çünkü rekolte çok düşük. Bu yıl patateslerde hastalık vardı. Her yıl 5-6 ton rekolte alınabilirken, bu sene 2 tona kadar düştü. Rekolte düşüklüğünden dolayı fiyatların biraz daha yüksek olmasını bekliyoruz. Geçen sene soğanda yaşandığı gibi olması gibi bir beklentimiz var ama diğer ürünler olsun, narenciye olsun aşırı bol. Üreticiyi üzecek ama tüketiciyi sevindirecek bir durum var bu yıl. Üreticinin mağdur olmaması konusunda da ihracat kapasitesinin arttırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

ÖTV’SİZ MAZOT, MALİYETİNE GÜBRE

Aynı zamanda bir üretici olduğunu dile getiren Başkan Karaca, üreticinin sorularının çözülmesinin acil olduğuna dikkat çekti. Mazot, elektrik ve gübre gibi girdi maliyetlerinin üreticinin belini büktüğünü söyleyen Karaca, acilen bu girdiler konusunda destek yapılması gerektiğini söyledi.

Karaca, açıklamasında, “Geçen seneki maliyetler dörde katladı. Devletimiz desteklemeler verdi. Çiftçiye desteklemeler Mart ayında ödeniyordu, şu an öne aldılar. Bu desteklemeler ile üretici bir nebze olsun gübresini, mazotunu aldı. Ama üreticinin ayakta durması için mazottan, gübreden ÖTV alınmaması gerekir. Bana göre, devletimiz parasal yönden çiftçiye destek vereceğine dönüm bazında, araziye göre ÖTV’siz mazot vermesi, maliyetine gübre vermesi gerekiyor. Enerji maliyeti girdilerinin düşürülmesi gerekiyor. Maddi nakit olarak çiftçiye destek vermektense, üretim yapan kişilere mazot, gübre ve elektrikte destek verildiği zaman inanın bizim çiftimiz daha çok üretir” şeklinde çözüm önerilerini sıraladı.

ÜRETMEYENLER DESTEK ALIYOR

Başkan Karaca, arazisi olan bazı vatandaşların ise üretim yapmamasına rağmen destek aldığını belirterek, Tarım Bakanlığı’nın bu konuda bir çalışma yapması ve bu durumun önüne geçmesi gerektiğini vurguladı.

“Vatandaş üretim yapmıyor, yerini kiraya veriyor ama destekleme alıyor. Tarım Bakanlığı araştırması ile bunu ortaya çıkarır. Gerçek üretim yapan kişilere destek verilmesi gerekir” diyen Karaca, “Bir an önce bunun yapılması gerekir çünkü tarım kötüye gidiyor. Örneğin, Polatlı’da soğan üreticilerin bu sene zarar ettiğini ve bankadaki borçlarını başka kişiler üzerinden kredi çekerek, bir yıl daha erteleyerek diğer senenin mahsulünü satarak gün kazandığını biliyorum. İnşallah bununla ilgili adımlar atılır. Üretici bize lazım, aynı zamanda vatandaşı da düşünmemiz lazım. Dengelerin eşit olması lazım” dedi.

“VATANDAŞA EN UCUZ ÜRÜNÜ PAZARYERİ GÖTÜRÜR”

Başkan Karaca, yaptığı açıklamada büyük marketler ve pazar tezgahlarındaki fiyat farklılığı konusuna değinerek, “Pazaryerlerindeki fiyatlar bellidir. Her kesime göre ürünlerimiz var. Pazar esnafımız, hal esnafımız marketlerin yarı fiyatına ürün satmaktadır. Vatandaşa en ucuz meyve ve sebzeyi götüren pazaryerleridir. Bu açık ve nettir. Pazaryerinde esnaf bedenen çalışır, günlük çalışır. Günübirlik kazancını elde ettiğinde yeterlidir. Ama zincir marketlerin maliyetleri, kiralar, elektrik, çalışan giderleri çok yüksek. Her ne kadar marketlerin giderleri bu kadar yüksek olsa bile, ürünleri bu kadar yüksek satması doğru değil. Bu bir fırsatçılıktır” ifadelerini kullandı.

“YOK EDEMEDİKLERİ BİR TEK PAZARYERLERİ”

Zincir marketlerin sokak aralarına kadar girmelerinin doğru bir sistem olmadığını, küçük esnafı ezdirdiğini belirterek Karaca, “Küçük esnafı, büyük esnafa boğdurdular. Küçük esnaf yok oldu. Bugün perakende sektöründe, marketlerin tek alternatifi pazarcılar, yok edemedikleri bir tek pazaryerlerinde pazarcılar kaldı. Bunun sebebi de pazarcıların her zaman daha ucuz, daha kaliteli ve günlük satması. Büyük marketler ise beklemiş ürünleri alırlar. O ürünün satılmasını beklerler. Bizde öyle değildir” dedi.

PAZARYERLERİNE ÇOCUK BAKIM ODASI ŞART

Türkiye Pazarcılar Federasyonu Başkanı Ali Karaca, ayrıca pazaryerlerinin fiziki şartları ile ilgili modern yerlerin bir an önce tüm Türkiye’de yapılması gerektiğini söyledi.

Pazaryerlerinin özellikle çocuklu vatandaşlar için emzirme ve bakım odalarına ihtiyaç duyduğunu söyleyen Karaca, “Pazaryerlerinin özellikle en büyük eksikliği çocuk emzirme odaları, bakım odaları. Pazaryerlerine daha çok gelen kişiler kadınlar ve geldiklerinde çocuklarını bırakacak yer bulamıyorlar. Pazara geldiklerinde, çocuklarını bırakacakları alanlar, çocuk emzirme ve bakım odaları olması gerekiyor. Türkiye’de birçok pazaryerinde bu konuda projelerimiz var. Bu sistem Türkiye’nin bazı illerinde başladı. Pazara gelen kadınlarımız, çocuklarını bu alanlara teslim ediyorlar ve o alandaki yetkililer çocukları eğlendiriyor, ilgilendiriyorlar. Pazaryerine gelen vatandaşı bu sistem memnun ediyor. Bu konunun daha çok gelişmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

PAZARYERLERİNİN MODERNLEŞMESİ LAZIM

Hem üretici hem tüketici için pazaryerlerinin modernleşmesinin ve mahallelere semt pazarlarının kurulmasına önemine değinen Başkan Karaca, şu ifadelere yer verdi:

 “Modern pazaryerleri olması gerekiyor çünkü bir yağmur yağdığı zaman vatandaş pazara çıkamıyor. Aşırı sıcak olduğu zaman esnafımız ürününü götürüyor ama güneşten dolayı bozuluyor. Modern pazarların bir önce yapılması gerekiyor. İlçelerimizde bu eksiklik var. Eğer semt pazarları kurarsanız, vatandaşın ayağına giderseniz, vatandaşın marketlerden alışveriş yapma zorunluluğunu kaldırmış olursunuz. Mahalleye bir denge getirmiş olursunuz. Eğer bu olmazsa marketler istediği fiyata ürün satıyor. Burada da vatandaş zarar görüyor. Bir an önce semt pazarlarının her ilçede, mahallede olması gerekiyor. Nüfusu 30-40 bini geçen mahallelere semt pazarları kurulması gerekiyor. Bu özellikle pazarcının değil vatandaşın ihtiyacı.”

“KEŞKE BELEDİYELERİMİZİN HEPSİ YAPSA”

Bazı pazaryerlerinin çatısına kurulan güneş enerjisi sisteminin yaygınlaşması gerektiğini belirten Karaca, “Pazaryerlerinin güneş enerjisi kurulmasının örnekleri ülkemizde mevcut. Bu sistem kurulduğu zaman pazaryerinin elektriği tamamen bu enerjiden gideriliyor ve hatta artan enerji belediyelere veriliyor. Bu da vatandaşa olumlu yansıyor. Bunların olması gerekiyor çünkü pazaryerlerinin çatıları boş. Bence Türkiye genelinde bu sistemin olması gerekiyor. Keşke belediyelerimizin hepsi yapsa” şeklinde konuştu.

VATANDAŞLARA ÇAĞRI: PAZARYERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Türkiye Sebzeciler Meyveciler Seyyar Pazarcılar Federasyonu Başkanı Ali Karaca, son olarak, tüm vatandaşlara çağrıda bulunarak şunları söyledi:

“Vatandaşlarımızdan, işin kolayına kaçıp evlerinin diplerinde zincir marketlerden gitmemelerini, kurulan semt pazarlarını kullanmalarını rica ediyorum. Fiyat farkına baktıklarında ne kadar kârlı çıkacaklarını görecekler. Atalarımızdan gelen bu kültürü kaybetmememiz gerekiyor. Pazaryerlerimize sahip çıkalım.”

Haber: Gizem Tuğçe BAYHAN