Midyat'a dair ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 13. yüzyıla kadar gitmektedir. Asur kralları için ele geçirilip talan edilen bu bölge, tarihi boyunca birçok uygarlığın egemenliğine sahne oldu. M.Ö. 879 yılında Asur kralı II. Aşurnasipal, gururla ifade ettiği gibi "Matiate'yi (=Midyat) ve köylerini buyruğum altına soktuğunu" belirtmiştir. Midyat, Yukarı Mezopotamya'da yer alması nedeniyle Sümerler, Asurlular, Urartular, Makedonyalılar, Persler ve Romalılar gibi birçok medeniyetin hüküm sürdüğü bir yer olmuştur. İslam egemenliği ise M.S. 640 yılında, Hz. Ömer döneminde gerçekleşti. Daha sonra bölgeye Emevi ve Abbasiler hakim oldu, özellikle Abbasiler döneminde geniş bir imar hareketi başladı. Abbasilerin en parlak döneminde Midyat köylerinin birçoğu kuruldu, ve bu dönemde bölge büyük bir gelişme yaşadı.

midyat6

Midyat'ın Kendine Has El Sanatları

Ankara'da Kafkasya Koşusu Heyecanı! Ankara'da Kafkasya Koşusu Heyecanı!

Midyat'ın Estel ve Eski Midyat olarak bilinen iki ayrı yerleşim yeri ve dokuz mahalleden oluşan arazisi çıplak, sert görünüşlü, kumlu, killi kalkerli kapalı derin vadiler ve tepelerle şekillenmiştir. Karasal iklimin hakim olduğu bölgede yağışlar genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülürken, bitki örtüsü meşeliklerle kaplı step alanlarıdır. Midyat halkı tarih boyunca geçimini çiftçilik, hayvan yetiştiriciliği ve el sanatlarıyla sağlamıştır. Geleneksel el sanatları arasında taş işlemeciliği, gümüş işlemeciliği (Telkari), bakırcılık, kilim dokuma, kumaş boyama, çömlekçilik ve kuyumculuk önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle son yıllarda gümüş işlemeciliği yurt içinde ve yurt dışında talep görmekte, Eski Midyat'ta bulunan atölyelerde el emeğiyle işlenen gümüş ürünleri birçok ülkede satışa sunulmaktadır. Midyat'ın tarih boyunca önemli bir el sanatları geleneğine sahip olması, bölgenin kültürel zenginliğini yansıtmaktadır. 

midyat5

Tarihi ve Kültürel Açıdan Zenginlikleri:

Midyat, aynı zamanda tarihi ve kültürel açıdan zengin bir mirasa sahiptir. Mor Gabriel Manastırı (Deyrulumur), Midyat'ın 23 km uzaklığında bulunmaktadır. Roma İmparatorları Arkadius ve Anurius döneminde MS. 397 yılında inşa edilen bu manastır, bölgedeki en eski ve antik manastırlardan biridir. Mor Gabriel Manastırı, 1600 yılı aşkın bir tarihi yansıtan freskler ve figürlerle bezenmiş, zengin bir geçmişe sahiptir. Meryem Ana Kilisesi, Anıtlı Köyü'nün güneyinde konumlanmış ender kiliselerden biridir. Süryani dilinde "yoldath aloha" olarak adlandırılan kilise, geniş bir nef, çift rahip korosu ve opsis gibi özelliklere sahiptir. Bu kilise, başlıkları ve zarif süslemeleriyle bölgenin mimari incisi olarak öne çıkar. Merkez Cevat Paşa Camii, 1925 yılında Cevat Paşa döneminde inşa edilmiştir. Midyat taşından inşa edilen bu cami, kare planda kalın duvarlara sahiptir. Süslemeleri ve detaylarıyla bölgedeki dini mimarinin önemli bir örneğidir. Hasankeyf ise Türk-İslam tarihi açısından oldukça mühim bir yer edinmiştir. "Kaya Kale" anlamına gelen bu şehir, jeolojik yapısı ve kaya oyulmuş konutlarıyla dikkat çeker. Tarihi ve doğal zenginlikleriyle öne çıkan Hasankeyf, muazzam kaya kalıntıları ve mağaralarıyla Türk-İslam tarihinde kendine özgü bir konuma sahiptir.

midyat3

Birçok Uygarlığın İzlerini Halen Taşıyor

Bu tarihi ve kültürel zenginlikleriyle birlikte, Midyat ve çevresi, bölgenin önemli turistik destinasyonlarından biridir. Bölgedeki el sanatları, tarihi yapılar ve doğal güzellikler, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Midyat'ın kültürel mirasını yaşatma çabaları da devam etmektedir. Gümüş işlemeciliği atölyeleri, taş işlemeciliği ve diğer el sanatları, bölge halkının kültürel kimliğini koruma konusundaki özverili çalışmalarını yansıtmaktadır. Bu bölge, tarih boyunca birçok uygarlığın izlerini taşımış, kültürleri bir araya getirmiş ve benzersiz bir mozaik oluşturmuştur. Bu mirası koruma ve tanıtma çabaları, Midyat'ın sadece geçmişiyle değil, aynı zamanda geleceğiyle de bütünleşmiş bir şehir olarak varlığını sürdürmesine katkı sağlamaktadır. Türkiye'nin kültürel ve tarihi zenginliklerini barındıran bu bölgeler, yerli ve yabancı turistler için keşfedilmeyi bekleyen birer hazine gibidir.

midyat4

Taş Sokaklarda Tarihin İzini Sürün

Midyat ve Hasankeyf, zamanın ötesinden gelen zenginlikleriyle, tarihin dokusunu günümüze taşıyan iki muazzam şehir. Her biri kendi eşsiz hikayesini taşıyor, taş sokakları arasında gizli kalmış zamanın izlerini sürmek isteyenlere kucak açıyorlar. Gümüşün sanatla buluştuğu Midyat'ın daracık sokakları, geleneksel el sanatları ustalarının maharetini gözler önüne seriyor. Taşın işlendiği, gümüşün telkariyle örüldüğü atölyeler, geçmişi gelecekle buluşturuyor. Bu şehir, sadece taş duvarlar arasında değil, o duvarların ardındaki hikayelerde de yaşayan bir kültür hazinesi. Hasankeyf ise kaya oymacılığının ve jeolojik zenginliklerin bir şehre dönüştüğü büyülü bir yer. Mağaralara oyulmuş konutlar, tarih ve doğanın eşsiz bir uyumunu sunuyor. Belirsiz kuruluş tarihi, Hasankeyf'i zamanın ötesinden gelen bir gizemle sarhoş ediyor. Bu iki şehir, sadece taş yapılarıyla değil, aynı zamanda kültürleriyle, insanların özverili çalışmalarıyla ayakta duruyor. Geçmişi koruma çabaları, bu şehirleri sadece bugün için değil, yarınlar için de yaşatma gayretinin bir yansıması.

midyat2

Doğanın Sanatla Buluştuğu Şehir

Türkiye'nin bu kültürel mirası, keşfetmeyi bekleyen birer hazine. Midyat ve Hasankeyf, bir zamanlar yaşanmışlıkların, sanatın ve doğanın iç içe geçtiği, ruhuyla dokunan şehirler. Onları keşfetmek, sadece geçmişi değil, aynı zamanda kendi içsel yolculuğumuzu da zenginleştirmek demek. Kucaklarında tarih kokan bu şehirler, zamanın sırlarını saklayan taş duvarlarıyla adeta birer açık kitap. Her bir sokak, her bir taş, geçmişin anlatısına eşlik edercesine konuşuyor. Midyat'ın gümüşle işlenen hikayeleri, Hasankeyf'in kaya oymacılığının izinde adeta bir zaman yolculuğuna davet ediyor. Midyat'ın daracık sokaklarındaki gümüş atölyelerinde, geçmişin izlerini taşıyan her parça, bir ustasının emeği ve kültürün bir yansıması. Gümüş, sadece bir metal değil, aynı zamanda bir mirasın taşıyıcısı. Hasankeyf'in mağaralarında ise jeolojik zamanın izleri, doğanın sanatla buluştuğu bir şehri gözler önüne seriyor. Bu şehirler, sadece taş değil, aynı zamanda insanların öykülerini, emeklerini, sevinç ve hüzünlerini barındırıyor. Midyat'ın tarihi taş evleri, Hasankeyf'in kayalara işlenmiş tarih kitapları, bu coğrafyanın zenginliğini gözler önüne seriyor. Geleceğe doğru uzanan bu hikayeler, sadece bir şehirde değil, ziyaretçilerini içsel bir keşfe çıkarıyor. Midyat ve Hasankeyf, sadece yerleşim yerleri değil, aynı zamanda bir kültürün, bir medeniyetin temsilcileri. Onları keşfetmek, sadece bir yolculuk değil, aynı zamanda bir mirası anlama çabası. Geçmişin izlerini takip ederek, bu şehirlerde zamanın dokusunu hissetmek, yaşanmışlıkları anlamak ve geleceğe taşımak demek.