Açılış konuşmasında ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın teknolojik ilerleme ve sürdürülebilir verimlilik artışıyla yakından ilişkili olduğunu belirten Yılmaz, bilim ve teknolojide yetkinlik geliştiremeyen ülkelerin ekonomik ve sosyal politikaları açısından zorluklarla karşılaşabileceğini vurguladı. Verimliliğin, mümkün olan en düşük kaynak harcamasıyla en fazla çıktıyı elde etmek olduğunu ifade eden Yılmaz, bu noktada teknolojik ilerlemenin önemini vurguladı.
Yapay zeka, robotik üretim sistemleri ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin iş gücü kapasitesinden üretim yapısına kadar birçok alanda dönüşüme yol açtığına dikkat çeken Yılmaz, yeşil hidrojen, manyetik levitasyon teknolojileri, kuantum ve dijital tarım gibi alanların da teknolojide sürdürülebilirliğin giderek daha önemli hale geldiğini belirtti.
Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin geleceğinde teknolojinin merkezi olması gerektiğini ve bu doğrultuda dijitalleşme ve çığır açan teknolojilerin önemli olduğunu belirtti. Türkiye'nin kritik bir eşiğe geldiğini ve bu eşiğin daha yüksek teknoloji, katma değerli üretim ve ihracat yapısıyla aşılabileceğini ifade eden Yılmaz, ülkenin teknolojik dönüşümü için belirlenen hedefler ve stratejiler hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin savunma sanayisinde elde ettiği başarıların model niteliği taşıdığını belirten Yılmaz, bu başarıları daha ileri noktalara taşıyacaklarını söyledi. Ayrıca, uzay çalışmaları konusunda da önemli adımlar atacaklarını ve Türkiye'nin ilk insanlı uzay misyonunu gerçekleştirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin AR-GE harcamalarının milli gelire oranını artırmak için çaba gösterdiğini ve bu alanda özel sektörün katkısının önemli olduğunu belirten Yılmaz, yüksek teknoloji ve katma değerli üretim alanlarında yapılan yatırımların ülkenin rekabet gücünü artıracağını vurguladı. Ayrıca, özel sektörün AR-GE faaliyetlerine katılımını teşvik etmek amacıyla çeşitli desteklerin sağlandığını belirtti.
Cevdet Yılmaz'ın açıklamaları, Türkiye'nin bilim ve teknolojiye verdiği önemi ve geleceğe yönelik hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu. Ülkenin teknolojik dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınması için atılan adımların önemine vurgu yaparak, Türkiye'nin rekabet gücünü artırmak için kararlılıkla çalıştığını gösterdi.
